ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi https://www.ankasam.org/ Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Fri, 29 Mar 2024 07:39:04 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.3 Dış Politika Araştırma Enstitüsü (FPRI), Emekli Yarbay Walter Rick Landgraf: “Hem İsveç Hem Finlandiya Orduları Uzun Yıllardır NATO Kuvvetleriyle Birlikte Çalışabilir Durumdadır.” https://www.ankasam.org/dis-politika-arastirma-enstitusu-fpri-emekli-yarbay-walter-rick-landgraf-hem-isvec-hem-finlandiya-ordulari-uzun-yillardir-nato-kuvvetleriyle-birlikte-calisabilir-durumdadir/ https://www.ankasam.org/dis-politika-arastirma-enstitusu-fpri-emekli-yarbay-walter-rick-landgraf-hem-isvec-hem-finlandiya-ordulari-uzun-yillardir-nato-kuvvetleriyle-birlikte-calisabilir-durumdadir/#respond Fri, 29 Mar 2024 07:39:03 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76413 Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’ya saldırmasının getirdiği güvenlik riskleri nedeniyle Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmaları, Avrupa’nın güvenlik mimarisini kökten değiştirmiştir. Uzun yıllardır tarafsızlığını koruyan bu iki İskandinav ülkesinin NATO şemsiyesi altına girme kararı, bölgesel ve küresel dengelerde önemli bir değişime mi işaret ediyor?Yoksa NATO’nun genişlemesi, Rusya’nın Baltık Denizi bölgesindeki askeri faaliyetlerini sınırlayacağı için bölgedeki diğer ülkeleri […]

The post Dış Politika Araştırma Enstitüsü (FPRI), Emekli Yarbay Walter Rick Landgraf: “Hem İsveç Hem Finlandiya Orduları Uzun Yıllardır NATO Kuvvetleriyle Birlikte Çalışabilir Durumdadır.” appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’ya saldırmasının getirdiği güvenlik riskleri nedeniyle Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmaları, Avrupa’nın güvenlik mimarisini kökten değiştirmiştir. Uzun yıllardır tarafsızlığını koruyan bu iki İskandinav ülkesinin NATO şemsiyesi altına girme kararı, bölgesel ve küresel dengelerde önemli bir değişime mi işaret ediyor?Yoksa NATO’nun genişlemesi, Rusya’nın Baltık Denizi bölgesindeki askeri faaliyetlerini sınırlayacağı için bölgedeki diğer ülkeleri NATO’ya katılmaya teşvik eden bir hamle miydi?

Buradan hareketle Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımlarını ve bunun bölgesel-küresel etkilerini değerlendirmek üzere Dış Politika Araştırma Enstitüsü’nden (FPRI) Emekli Yarbay Walter Rick Landgraf’tan almış olduğu görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.

1. Avrupa Birliği (AB) Antlaşması’nın 42-7. Maddesi, bir AB üyesine yönelik silahlı saldırı durumunda diğer üyelerin “tüm uygun araçlarla” yardım etmekle yükümlü olduğunu belirtmektedir. Bu madde askeri yardım da dâhil olmak üzere çeşitli şekillerde yorumlanabilir. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin gerekliliği nedir?

Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen işgal etmesinin ardından iki ülkenin NATO üyeliği arayışına girmesi, her iki ülkenin elitlerinin tehdit algılamalarındaki dramatik ve ani bir değişimden kaynaklandı. Bu durum halk arasındaki algının da değişmesiyle mümkün olmuştur. İkinci faktör kilit bir değişkendir. Kamuoyunun resmi askeri tarafsızlıktan vazgeçip NATO üyeliğini tercih etme arzusu, İsveç ve Finlandiya hükümetlerinin ittifaka katılmayı sürdürmeleri için gerekli meşruiyeti sağlamıştır. Aksi takdirde bu gerçekleşmeyebilirdi; yine de NATO’ya katılım Soğuk Savaş sonrası dönemde büyük ölçüde elit güdümlü bir olgu olmuştur.

Finlandiya ve İsveç’in katılımı ile daha önceki genişleme turları arasındaki temel fark, üyeliğin sürdürülmesine ilişkin kamuoyuna dönük söylemin realist ve rasyonalist hesaplamalarla karakterize edilmesidir: Finlandiya ve İsveç, en yakın dış tehdit olarak algıladıkları Rusya’ya karşı Avrupa’daki en güçlü güvenlik aktörü olan NATO ile birlikte hareket etmeyi tercih etmişlerdir. NATO üyeliği iki ülkeye ulusal güvenlik garantisi elde etmenin en iyi, hatta tek yolunu sağlıyordu. Daha önceki genişlemelerde, bu hamleler esas olarak Batı kamuoylarına demokrasiyi mümkün kılmanın ve Avrupa’da barış ve istikrarı yaymanın bir yolu olarak satılmıştı. Dahası ve kritik olarak, NATO üyeliğini isteyen eski komünist ülkeler, bunu NATO tarafından somutlaştırılan “Batı” içinde uygarlık aidiyeti kazanmanın bir yolu olarak gördüler.

NATO üyeliği, Brüksel’in ilan ettiği gibi, bir onay damgası olarak algılanıyordu: “Artık resmen Avrupa’nın bir parçasısınız.” Bu turda ise tam tersine, yaklaşık yirmi yıldır AB üyesi oldukları için İsveç ve Finlandiya’nın zaten “Avrupa” ve “Batı”nın sağlam bir parçası olan kimliklerini kimse ciddi bir şekilde sorgulamadı. Bu şekilde, Finlandiya ve İsveç örneklerinde süreci yönlendiren rasyonel ve realist hesaplardı. Bu durum elbette 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında diğer ülkelerin üyelik arayışları için de bir itici güçtü, ancak kamusal söylemde hiçbir zaman bu şekilde dile getirilmedi.

AB veya NATO üyeliği yoluyla sağlanan güvenlik garantisi konusuna gelince, İsveç ve Finlandiya’nın AB üyeliklerini güvenlik ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz gördükleri açıktır. Meselenin özünde, NATO tüzüğünün Beşinci Maddesinin, özellikle de başka bir NATO müttefikinin saldırıya uğraması halinde nükleer misilleme tehdidinin ABD tarafından güvence altına alınmış olması yatmaktadır. Beşinci Madde, NATO tarihinde sadece bir kez, o da 11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı yapılan saldırılardan sonra uygulanmıştır.

2. İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğinin özellikle Baltık Denizi ve bölgede NATO’ya getirdiği yetkinlikler nelerdir?

Hem İsveç hem de Finlandiya orduları uzun yıllardır NATO kuvvetleriyle birlikte çalışabilir durumdadır. Örneğin Amerikan kuvvetlerine kıyasla oldukça küçük de olsa modern, sofistike ve yetenekli ordulara sahipler. Baltık Denizi bölgesindeki güvenlik durumunda dramatik bir fark olup olmayacağını söylemek için muhtemelen çok erken, çünkü bu iki ülke resmi katılımlarından önce zaten yarı NATO üyesiydiler ve bu nedenle NATO savunma planlamasına gayri resmi olarak dahil edilmişlerdi. Bununla birlikte, NATO savunma planlamacıları artık Finlandiya ve İsveç kuvvetlerini resmi kuvvet planlama senaryolarına dahil etme avantajına sahip olacaklardır. Öte yandan, NATO’nun bu iki ülkenin saldırıya uğramaları halinde nasıl savunulacaklarını da belirlemesi gerekecektir. Bu durum Şubat 2022’den önce hayal bile edilemezdi.

Dolayısıyla caydırıcılık ve savunma konusu coğrafya bağlamında son derece önemlidir: Finlandiya, Rusya Federasyonu’yla uzun bir kara sınırını paylaşıyor ve İsveç, Baltık Denizi bölgesine giren ve çıkan kilit deniz yollarının üzerinde yer alıyor ki bunlar Rusya’nın kendi güvenliği için de hayati önem taşıyor. Baltık Devletlerinin 2004 yılında ittifaka dahil edilmesinden sonra NATO, şaşırtıcı bir şekilde, üç ülkeyi dış saldırılara karşı savunmak için resmi savunma planlarına sahip olmadan uzun yıllar geçirdi. Şimdi Avrupa’daki güvenlik durumu çok daha farklıdır. Dolayısıyla NATO’nun ittifakın en yeni iki üyesinin savunması için savunma ve acil durum planları geliştirmeme lüksü yoktur.

3. Finlandiya ve özellikle İsveç, diğer AB ve NATO ülkelerine kıyasla büyük ölçüde kendi kendine yeten bir savunma sanayisine ve büyük ve güçlü aktif askeri personele sahiptir. İsveç ve Finlandiya, NATO üyeliğinin bir sonucu olarak NATO silahlarını kullanmak zorunda kalırsa, bunun yerel silah endüstrisi ve ABD silah ihracatı üzerindeki etkisi ve yansımaları ne olacaktır?

Bunu zaman gösterecek. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya girmesinin ABD savunma sanayii için yeni bir pazar açacağından eminim. Ancak Finlandiya ve İsveç’teki yerel endüstrilerin bu ülkelerde baskın bir yere sahip olmaya devam edeceğinden şüpheleniyorum. Potansiyel olarak ilginç bir gelişme ise tam tersi bir olgu olabilir: İskandinav savunma sanayilerinin, iki ülkenin NATO üyeliği nedeniyle ABD pazarında daha fazla görünürlük ve etkiye sahip olması. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği elbette bilinmiyor, ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde bakılması gereken bir eğilim.

4. Finlandiya ve İsveç onlarca yıldır tarafsızlıklarını özenle korumuşlardır. Kültürel olarak Batı kampında yer almalarına rağmen, nükleer silahlara sahip dev komşuları Rusya’yı kızdırmaktan şimdiye kadar kaçındılar. Bu katılımla birlikte çok şey değişecek. NATO’nun “Madde 5” olarak bilinen kolektif koruması altında “çadırın içinde” daha güvende olacaklar mı?

Elbette 5. Madde’nin temelinde nükleer silah kullanımı da dahil olmak üzere ABD’nin örtülü misilleme tehdidi yatıyor. Finlandiya ve İsveç artık resmen bu korumadan yararlanacak. Bu noktada sözde cephe hattı NATO ülkelerinin hiçbirinin Rusya’yı kızdırmayı pek umursadığını sanmıyorum. Ancak yine de tehdit algılamaları ittifak içinde ülkeden ülkeye değişebilir ve değişmektedir. NATO, eskiden resmi açıklamalarının temel dayanağı olan Rusya’yı Avrupa güvenlik düzenine entegre etme söylemini uzun yıllardır bir kenara bırakmış durumdadır. Bu tür söylemler Rusya’nın 2008 yılında Gürcistan’ı işgalinden sonra hala yaygındı ancak 2014 yılında Kırım’ın ilhakından sonra büyük ölçüde ortadan kalktı.

İleride Rusya’nın 2007 yılında Estonya’da olduğu gibi siber saldırılar da dâhil olmak üzere alışılmadık yollarla Beşinci Madde’ye meydan okumaya çalışacağından şüpheleniyorum. NATO’nun bu tür olaylara dikkatli ve bilinçli bir şekilde karşılık vermesi gerekecektir. Beşinci Madde’nin getirdiği tüm koruma algısına rağmen, bu madde kasıtlı olarak muğlak yazılmıştır. NATO üyeleri bir müttefik saldırıya uğradığında ona yardım etmek zorundayken, diğer tüm müttefikler ne tür bir yardımda bulunacaklarını seçmekte özgürdürler. Dolayısıyla Beşinci Madde’nin tetiklenmesi tam anlamıyla askeri bir karşılık anlamına gelmemektedir. En nihayetinde NATO, bu yaz 75. yıldönümüne yaklaşırken pek çok zorlukla karşı karşıyadır.

The post Dış Politika Araştırma Enstitüsü (FPRI), Emekli Yarbay Walter Rick Landgraf: “Hem İsveç Hem Finlandiya Orduları Uzun Yıllardır NATO Kuvvetleriyle Birlikte Çalışabilir Durumdadır.” appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/dis-politika-arastirma-enstitusu-fpri-emekli-yarbay-walter-rick-landgraf-hem-isvec-hem-finlandiya-ordulari-uzun-yillardir-nato-kuvvetleriyle-birlikte-calisabilir-durumdadir/feed/ 0
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Japonya Yaklaşımı https://www.ankasam.org/uluslararasi-atom-enerjisi-ajansinin-japonya-yaklasimi/ https://www.ankasam.org/uluslararasi-atom-enerjisi-ajansinin-japonya-yaklasimi/#respond Fri, 29 Mar 2024 07:07:03 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76394 Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı 12 Mart 2024 tarihinde Tokyo Hükümeti’ne, harap olan Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde arıtılmış radyoaktif atık suyun devam eden deşarjında şeffaflığın önemini vurgulamıştır.  UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi de Japonya’nın nükleer kapasitesinin arttırılmasını desteklediklerini ifade ederek ülkenin nükleer enerjiyi istikrarlı ve temiz bir enerji kaynağı olarak gördüğünü […]

The post Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Japonya Yaklaşımı appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı 12 Mart 2024 tarihinde Tokyo Hükümeti’ne, harap olan Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde arıtılmış radyoaktif atık suyun devam eden deşarjında şeffaflığın önemini vurgulamıştır.  UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi de Japonya’nın nükleer kapasitesinin arttırılmasını desteklediklerini ifade ederek ülkenin nükleer enerjiyi istikrarlı ve temiz bir enerji kaynağı olarak gördüğünü belirtmiştir.[1]

Grossi, arıtılmış su salınımının başladığı Ağustos ayından bu yana ilk kez Japonya’da bulunmaktadır. Grossi’nin ziyareti, Japonya’nın 11 Mart depremi ve tsunamisinin Fukushima felaketini tetiklemesinin 13. yılını kutlamasından bir gün sonra gerçekleşmiştir. 2011 yılında meydana gelen felaket, Fukushima santralinin güç kaynağı ve reaktör soğutma fonksiyonlarına zarar vererek üçlü erimeyi tetiklemiş ve büyük miktarlarda radyoaktif atık suyun birikmesine neden olmuştur. On yıldan fazla süren temizleme çalışmalarının ardından santral, 24 Ağustos’ta suyu arıttıktan ve büyük miktarlarda deniz suyuyla seyrelttikten sonra boşaltmaya başlamıştır. Bu sürecin onlarca yıl sürmesi beklenmektedir.[2]

Bu deşarjlara, Japon deniz ürünlerinin tüm ithalatını yasaklayan Çin de dahil olmak üzere komşu ülkeler karşı çıkmıştır. Japonya endişeleri gidermek için UAEA’dan güvenlik izleme ve değerlendirme konusunda yardım istemiştir. Grossi, Japonya Ekonomi ve Sanayi Bakanı Ken Saito’ya “bu sürecin şeffaflığını göstermenin çok önemli olduğunu” söylemiştir.[3]

Grossi, ayrıca Japonya’ya Fukushima Daiichi operatörü tarafından işletilen Japonya’nın kuzeyindeki Niigata bölgesinde âtıl durumda bulunan Kashiwazaki-Kariwa Nükleer Santrali’nin iyileştirilmesi için teknik yardım teklif etmiştir. Şirket ve hükümet, santrali kısa süre içinde yeniden çalıştırmak istemektedir. Kashiwazaki-Kariwa Santrali’nin 6 ve 7 numaralı reaktörleri yeniden çalıştırma için düzenleyicilerin güvenlik testlerini geçmişti. Ancak 2021 yılında güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasının ardından daha fazla hazırlık yapmaları askıya alınmıştır. Bu durum, düzenleyicilerin iyileşmeyi kabul ettiği Aralık ayına kadar sürmüştür.[4]

UAEA, Tokyo Electric Power Company Holdings’in halkın güvenini kazanma çabalarına yardımcı olmak üzere santrale bir uzman ekibi göndermektedir. Grossi, Saito’ya “Japonya’nın nükleer kapasitesinin mümkün olan en kısa sürede çalışır hale gelmesine yardımcı olmak istiyoruz” demiştir. Nükleer santralin yeniden faaliyete geçmesi, ev sahibi toplumun onayına tabi olduğu için belirsizliğini korumaktadır. 1 Ocak’ta Noto bölgesinde meydana gelen deprem güvenlik endişelerini yeniden alevlendirmiş ve nükleer düzenleyicileri ülke çapındaki nükleer tesislerin tahliye planlarının gözden geçirilmesi talimatını vermeye sevk etmiştir.[5]

Tokyo Hükümeti, daha önceki nükleerden çıkış planlarını tersine çevirmiş ve Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgaliyle bağlantılı olarak artan yakıt maliyetlerine ve karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşma baskısına yanıt niteliğinde nükleer enerji kullanımını hızlandırmaktadır.  14 Mart günü Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa ile bir araya gelecek olan Grossi’nin nükleer silahsızlanma, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, Kuzey Kore ve İran’la atom enerjisinin barışçıl kullanımı konularında işbirliğini ele alması beklenmektedir.[6]

Yetkililer Japonya’nın ayrıca UAEA’nın Ukrayna nükleer tesislerini Rusya’nın saldırılarından koruma çabalarına mali destek sağlamak istediğini söylemiştir. Japonya Çevre Bakanı Shintaro Ito, UAEA Başkanı Rafael Grossi ile yaptığı görüşmede, Fukuşima’daki arındırma çalışmalarından çıkan radyoaktif toprağın bertarafı konusunda UAEA’yla işbirliği sözü vermiştir. Bu toprak, Fukuşima’da geçici bir depolama tesisinde bulunmaktaydı. Hükümetin güvenlik testlerinin ardından bu toprağı yol yapımı ve diğer kamu işleri için geri dönüştürme planı şiddetli protestolarla karşılaşmıştır. Hükümet, 2045 yılına kadar vilayet dışında nihai bir bertaraf planı sözü vermiştir.[7]

UAEA’nın Japonya’nın nükleer enerji programına yönelik tutumu, Grossi’nin Japonya ziyareti ve Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’ndeki durumun değerlendirilmesi üzerinden incelenebilir. Grossi’nin Japonya’ya verdiği destek ve teknik yardım teklifi, UAEA’nın üye ülkelerle işbirliği ve güvenlik sağlama rolünü göstermektedir.

Fukushima felaketinin çevresel etkileri, özellikle deniz suyuna yapılan radyoaktif atık suyunun deşarjıyla ilgili endişeler, çevresel hassasiyetin ve toplumsal tepkilerin bir yansımasıdır. Nükleer santral operasyonlarından kaynaklanan riskler ve atık yönetimi stratejileri, çevresel sürdürülebilirlik ve güvenlik açısından incelenebilir.

Japonya’nın nükleer enerjiyi temiz ve istikrarlı bir enerji kaynağı olarak görmesi, enerji politikalarının ve ekonomik tercihlerin bir yansımasıdır. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’na bağlı artan enerji maliyetleri ve karbonsuzlaştırma hedeflerine yönelik baskılar, Japonya’nın nükleer enerji kullanımını hızlandırma kararını etkilemiş olabilir.

Nükleer tesislerin yeniden faaliyete geçmesi ve radyoaktif atıkların bertarafı gibi konular, toplumun enerji politikalarına ve çevresel politikalara yönelik tutumunu yansıtmaktadır. Bu konulardaki tartışmalar, toplumun nükleer enerjiye ve çevresel risklere yönelik algısını ve taleplerini incelemektedir.

UAEA’nın Japonya’nın nükleer tesislerinin güvenliğini izleme ve değerlendirme konusunda rolü, uluslararası nükleer güvenlik ve işbirliği açısından önemlidir. Japonya’nın Ukrayna’ya mali destek sağlama niyeti, uluslararası nükleer politikalar ve krizlerle ilişkili olarak incelenebilir.

UAEA Başkanı Rafael Grossi’nin Japonya ziyareti ve UAEA’nın Japonya’ya sağladığı destek, uluslararası nükleer güvenlik ve işbirliği açısından önemlidir. Ancak Fukushima felaketinin çevresel etkileri ve toplumsal tepkiler, nükleer enerjiye yönelik toplumsal kabul ve güvenin zayıflığını göstermektedir. Japonya’nın enerji politikalarında nükleer enerjiye yeniden odaklanması, ekonomik ve jeopolitik baskılarla şekillenmektedir.

Sonuç olarak, nükleer enerjinin çevresel ve güvenlik riskleriyle başa çıkma stratejileri, hem Japonya’nın iç politikalarını hem de uluslararası nükleer güvenlik tartışmalarını etkilemektedir. Bu nedenle, gelecekteki kararların çevresel sürdürülebilirlik, toplumsal kabul ve uluslararası işbirliği temelinde alınması kritik öneme sahiptir.


[1] “UN Nuclear Chief tells Japan Transparency is ‘Very Important’ in Ruined Nuclear Plant’s Discharges”, Associated Press News, https://apnews.com/article/japan-iaea-grossi-fukushima-nuclear-discharge-d96d22a1ae5acb92154b38af503cd43d, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[2] “UN Nuclear Chief Tells Japan Transparency is ‘Very Important’ in Ruined Nuclear Plant’s Discharges”, ABC News, https://abcnews.go.com/International/wireStory/nuclear-chief-visits-japan-examine-fukushima-wastewater-release-108038384, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[3] “IAEA Chief Reassures Residents that Treated Wastewater Discharge at Fukushima Nuclear Plant is Safe”, The Washington Post, https://www.washingtonpost.com/business/2024/03/13/japan-iaea-fukushima-nuclear-grossi-discharge/83577d9a-e0f5-11ee-95aa-7384336086f3_story.html, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[4] “UN Nuclear Chief tells Japan Transparency is ‘Very Important’ in Ruined Nuclear Plant’s Discharges”, Associated Press News, https://apnews.com/article/japan-iaea-grossi-fukushima-nuclear-discharge-d96d22a1ae5acb92154b38af503cd43d, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[5] “UN Nuclear Chief Tells Japan Transparency is ‘Very Important’ in Ruined Nuclear Plant’s Discharges”, ABC News, https://abcnews.go.com/International/wireStory/nuclear-chief-visits-japan-examine-fukushima-wastewater-release-108038384, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[6] “IAEA Chief Reassures Residents that Treated Wastewater Discharge at Fukushima Nuclear Plant is Safe”, The Washington Post, https://www.washingtonpost.com/business/2024/03/13/japan-iaea-fukushima-nuclear-grossi-discharge/83577d9a-e0f5-11ee-95aa-7384336086f3_story.html, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[7] “UN Nuclear Chief Tells Japan Transparency is ‘Very Important’ in Ruined Nuclear Plant’s Discharges”, ABC News, https://abcnews.go.com/International/wireStory/nuclear-chief-visits-japan-examine-fukushima-wastewater-release-108038384, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

The post Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Japonya Yaklaşımı appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/uluslararasi-atom-enerjisi-ajansinin-japonya-yaklasimi/feed/ 0
Kazakistan, Kuzey-Güney Koridoru’nun geliştirilmesinde komşularıyla işbirliğine hazır https://www.ankasam.org/kazakistan-kuzey-guney-koridorunun-gelistirilmesinde-komsulariyla-isbirligine-hazir/ https://www.ankasam.org/kazakistan-kuzey-guney-koridorunun-gelistirilmesinde-komsulariyla-isbirligine-hazir/#respond Thu, 28 Mar 2024 11:54:44 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76382 Kazakistan “Kuzey-Güney” uluslararası ulaşım koridorunun geliştirilmesinde komşularıyla işbirliğine hazır. Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, her yıl Çin’in Hainan eyaletinde düzenlenen Boao Asya Forumu (BAF) genel kurulunda yaptığı konuşmada, “Hem mevcut hem de yeni ulaşım yollarını geliştirme çabalarımızı arttırmamız büyük önem taşıyor. Bunlar arasında Asya ve Avrupa arasındaki tedarik zincirlerini en etkin şekilde güvence altına […]

The post Kazakistan, Kuzey-Güney Koridoru’nun geliştirilmesinde komşularıyla işbirliğine hazır appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Kazakistan “Kuzey-Güney” uluslararası ulaşım koridorunun geliştirilmesinde komşularıyla işbirliğine hazır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, her yıl Çin’in Hainan eyaletinde düzenlenen Boao Asya Forumu (BAF) genel kurulunda yaptığı konuşmada, “Hem mevcut hem de yeni ulaşım yollarını geliştirme çabalarımızı arttırmamız büyük önem taşıyor. Bunlar arasında Asya ve Avrupa arasındaki tedarik zincirlerini en etkin şekilde güvence altına alan Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası ya da Orta Koridor da yer alıyor. Geçtiğimiz yıl bu güzergâhtaki kargo trafiği hacmi iki katına çıkarak 3 milyon tona ulaştı. Önümüzdeki yıllarda bu rakamın 10 milyon tona ulaşmasını bekliyoruz. Aynı zamanda Kazakistan, Kuzey-Güney koridorunun geliştirilmesinde komşularıyla işbirliği yapmaya hazırdır” dedi.

Tokayev, Asya ülkeleri arasındaki transit ve taşımacılık işbirliğinin genişletilmesinin stratejik öneme sahip olduğunu söyledi.

Orta Koridor’un Çin ve Avrupa Birliği ülkelerinin konteyner demiryolu yük taşımacılığı ağlarını Orta Asya, Kafkasya, Türkiye ve Doğu Avrupa ülkeleri üzerinden birbirine bağladığı unutulmamalıdır.

Çok taraflı çok modlu taşımacılık altyapısı, Hazar Denizi ve Karadeniz’deki feribot terminallerini Çin, Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Ukrayna ve Polonya’nın demiryolu sistemlerine bağlamaktadır.

Orta koridor, Çin’den Türkiye’ye ve Avrupa’ya artan kargo trafiğini kolaylaştırmaktadır.

Bu koridor boyunca seyahat eden bir tren Çin’den Avrupa’ya ortalama 20-25 günde yük ulaştırmaktadır ve bu da bu ulaşım koridorunun en önemli avantajlarından biridir.

Kuzey-Güney ulaşım koridorunun temelinin 12 Eylül 2000 tarihinde Rusya, İran ve Hindistan arasında imzalanan hükümetler arası bir anlaşma temelinde atıldığını da belirtmek gerekir.

Toplam 13 ülke (Azerbaycan, Belarus, Bulgaristan, Ermenistan, Hindistan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Umman, Rusya Federasyonu, Tacikistan, Türkiye ve Ukrayna) bu anlaşmayı onaylamıştır.

https://www.trend.az/casia/kazakhstan/3878526.html

The post Kazakistan, Kuzey-Güney Koridoru’nun geliştirilmesinde komşularıyla işbirliğine hazır appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/kazakistan-kuzey-guney-koridorunun-gelistirilmesinde-komsulariyla-isbirligine-hazir/feed/ 0
İsveç, kasım ayından itibaren Letonya’daki NATO savaş grubuna asker göndermeyi planlıyor https://www.ankasam.org/isvec-kasim-ayindan-itibaren-letonyadaki-nato-savas-grubuna-asker-gondermeyi-planliyor/ https://www.ankasam.org/isvec-kasim-ayindan-itibaren-letonyadaki-nato-savas-grubuna-asker-gondermeyi-planliyor/#respond Thu, 28 Mar 2024 11:50:53 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76380 İsveç, kasım ayında NATO savaş grubunun bir parçası olmak üzere Letonya’ya asker göndermeyi planlıyor. İsveç’in NATO’daki Temsilcisi Axel Wernhoff, Politico gazetesinin Avrupa baskısına şu açıklamalarda bulundu: “Wernhoff, İsveç’in NATO’nun Letonya’daki varlığının bir parçası olarak bu ülkeye asker gönderme planını doğruladı. İsveç operasyona kasım ayından itibaren başlamayı planlıyor, birlikleri Danimarka birlikleriyle dönüşümlü olarak görev yapacak. Mayın […]

The post İsveç, kasım ayından itibaren Letonya’daki NATO savaş grubuna asker göndermeyi planlıyor appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
İsveç, kasım ayında NATO savaş grubunun bir parçası olmak üzere Letonya’ya asker göndermeyi planlıyor. İsveç’in NATO’daki Temsilcisi Axel Wernhoff, Politico gazetesinin Avrupa baskısına şu açıklamalarda bulundu: “Wernhoff, İsveç’in NATO’nun Letonya’daki varlığının bir parçası olarak bu ülkeye asker gönderme planını doğruladı. İsveç operasyona kasım ayından itibaren başlamayı planlıyor, birlikleri Danimarka birlikleriyle dönüşümlü olarak görev yapacak. Mayın karşı önlemleri gibi münferit operasyonlar ise daha erken başlayabilir.”

Wernhoff ayrıca NATO’nun Rusya’dan gelen askeri tehditle on yıllar boyunca uğraşmak zorunda kalacağına inanıyor.

https://report.az/ru/drugie-strany/shveciya-namerena-napravit-vojska-v-sostav-boevoj-gruppy-nato-v-latvii-s-noyabrya/

The post İsveç, kasım ayından itibaren Letonya’daki NATO savaş grubuna asker göndermeyi planlıyor appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/isvec-kasim-ayindan-itibaren-letonyadaki-nato-savas-grubuna-asker-gondermeyi-planliyor/feed/ 0
Güney Kore ve ABD, Kuzey Kore’nin nükleer ve füze programlarını engellemek amacıyla görev gücü oluşturdu https://www.ankasam.org/guney-kore-ve-abd-kuzey-korenin-nukleer-ve-fuze-programlarini-engellemek-amaciyla-gorev-gucu-olusturdu/ https://www.ankasam.org/guney-kore-ve-abd-kuzey-korenin-nukleer-ve-fuze-programlarini-engellemek-amaciyla-gorev-gucu-olusturdu/#respond Thu, 28 Mar 2024 11:41:47 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76366 Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Güney Kore ve ABD’nin, Kuzey Kore’nin yasadışı nükleer ve füze programlarını finanse etmesini etkili bir şekilde engellemek için bir görev gücü başlattığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Güney Kore-ABD İkili Geliştirilmiş Engelleme Görev Gücü’nün açılış toplantısı diplomasi, istihbarat, yaptırımlar ve denizcilik engelleme alanlarında 30’dan fazla yetkilinin katılımıyla […]

The post Güney Kore ve ABD, Kuzey Kore’nin nükleer ve füze programlarını engellemek amacıyla görev gücü oluşturdu appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Güney Kore ve ABD’nin, Kuzey Kore’nin yasadışı nükleer ve füze programlarını finanse etmesini etkili bir şekilde engellemek için bir görev gücü başlattığını duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Güney Kore-ABD İkili Geliştirilmiş Engelleme Görev Gücü’nün açılış toplantısı diplomasi, istihbarat, yaptırımlar ve denizcilik engelleme alanlarında 30’dan fazla yetkilinin katılımıyla salı günü Washington’da gerçekleştirildi.

Toplantıda iki taraf Kuzey Kore’nin rafine petrol tedarikiyle ilgili yaptırımları delmeye yönelik yasadışı çabalarına karşı koymanın yollarını tartıştı ve BM tarafından belirlenen sınırı aşan rafine petrol ithalatının BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiğini vurguladı.

Taraflar ayrıca Kuzey Kore’nin Rusya da dahil olmak üzere petrol tedarik etme kabiliyetine karşı koymak için yakın işbirliğine duyulan ihtiyacın altını çizerek, bunun münzevi ülkenin askeri hazırlığına ve silah geliştirmesine doğrudan katkıda bulunduğunu belirttiler.

https://www.koreaherald.com/view.php?ud=20240327050150

The post Güney Kore ve ABD, Kuzey Kore’nin nükleer ve füze programlarını engellemek amacıyla görev gücü oluşturdu appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/guney-kore-ve-abd-kuzey-korenin-nukleer-ve-fuze-programlarini-engellemek-amaciyla-gorev-gucu-olusturdu/feed/ 0
Macaristan, Rusya’yla enerji işbirliğini genişletecek https://www.ankasam.org/macaristan-rusyayla-enerji-isbirligini-genisletecek/ https://www.ankasam.org/macaristan-rusyayla-enerji-isbirligini-genisletecek/#respond Thu, 28 Mar 2024 11:36:57 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76364 Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, ülkesinin Rusya’yla enerji alanındaki ortaklığından son derece memnun olduğunu ve bu alandaki işbirliğini genişleteceğini söyledi. Szijjarto, “Enerji işbirliğimizin güvenilirliği ve etkinliğinden kesinlikle memnunuz. Şimdiye kadar tüm enerji kaynaklarını zamanında, üzerinde mutabık kalınan fiyat üzerinden sözleşmeye uygun olarak aldık. Dolayısıyla bu işbirliğinin daha da geliştirilmesi ve genişletilmesi için çalışmamamız için hiçbir […]

The post Macaristan, Rusya’yla enerji işbirliğini genişletecek appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, ülkesinin Rusya’yla enerji alanındaki ortaklığından son derece memnun olduğunu ve bu alandaki işbirliğini genişleteceğini söyledi.

Szijjarto, “Enerji işbirliğimizin güvenilirliği ve etkinliğinden kesinlikle memnunuz. Şimdiye kadar tüm enerji kaynaklarını zamanında, üzerinde mutabık kalınan fiyat üzerinden sözleşmeye uygun olarak aldık. Dolayısıyla bu işbirliğinin daha da geliştirilmesi ve genişletilmesi için çalışmamamız için hiçbir neden yok” dedi.

Szijjarto ayrıca Rusya’nın enerji politikasından sorumlu Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak ile her zaman dostane ilişkilere sahip olduğunu kaydetti. Szijjarto, “Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, Rusya’dan gelen kaynaklar olmadan Macaristan’ın enerji konusunda güvenli bir şekilde tedarik edilmesinin mümkün olmayacağını kabul etmeliyiz. Rus kaynakları olmadan ülkeye gaz, petrol ve nükleer yakıt tedarik etmek imkânsız olurdu” dedi.

https://tass.com/world/1766465

The post Macaristan, Rusya’yla enerji işbirliğini genişletecek appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/macaristan-rusyayla-enerji-isbirligini-genisletecek/feed/ 0
Çin ve Hollanda başbakanları görüştü https://www.ankasam.org/cin-ve-hollanda-basbakanlari-gorustu/ https://www.ankasam.org/cin-ve-hollanda-basbakanlari-gorustu/#respond Thu, 28 Mar 2024 11:29:59 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76352 Çin Başbakanı Li Qiang, çarşamba günü Pekin’de, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile görüşerek ikili ilişkilerin sağlıklı ve istikrarlı gelişimini destekleme sözü verdi. Li, 2014 yılında iki ülke arasında kapsamlı işbirliği için açık ve pragmatik ortaklığın kurulmasından bu yana Çin ve Hollanda arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarda verimli işbirliği ve iki halk için somut faydalarla hızlı bir […]

The post Çin ve Hollanda başbakanları görüştü appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Çin Başbakanı Li Qiang, çarşamba günü Pekin’de, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile görüşerek ikili ilişkilerin sağlıklı ve istikrarlı gelişimini destekleme sözü verdi.

Li, 2014 yılında iki ülke arasında kapsamlı işbirliği için açık ve pragmatik ortaklığın kurulmasından bu yana Çin ve Hollanda arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarda verimli işbirliği ve iki halk için somut faydalarla hızlı bir şekilde geliştiğini söyledi.

Sözlerinin devamında Çin Başbakanı, ülkesinin açık ve pragmatik işbirliği ruhunu ileriye taşımak, ikili ilişkilerin istikrarlı gelişimini teşvik etmek ve daha fazla kazan-kazan sonuçları elde etmek için Hollanda’yla birlikte çalışmaya istekli olduğunu söyledi.

Çin ve Hollanda’nın serbest ticarete bağlı olduklarını ve birbirlerine daha fazla açılmaya ve pratik işbirliğini güçlendirmeye devam etmeleri gerektiğini söyleyen Li, bunun ikili ilişkilerin pekiştirilmesine ve derinleştirilmesine yardımcı olacağını, iki halkın temel çıkarlarına hizmet edeceğini ve dünyaya daha fazla istikrar ve kesinlik getireceğini sözlerine ekledi.

https://english.news.cn/20240327/12ab992df9a84c1fac527e10919b1ba6/c.html

The post Çin ve Hollanda başbakanları görüştü appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/cin-ve-hollanda-basbakanlari-gorustu/feed/ 0
Rusya-Güney Kore Arasında “Casusluk Krizi” https://www.ankasam.org/rusya-guney-kore-arasinda-casusluk-krizi/ https://www.ankasam.org/rusya-guney-kore-arasinda-casusluk-krizi/#respond Thu, 28 Mar 2024 08:15:57 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76350 Rusya, ülkenin doğusunda bir Güney Koreliyi casusluk yapmakla suçlayarak gözaltına almıştır.  Rus devlet haber ajansı TASS’ın yetkililere dayandırdığı haberinde Baek Won-soon olarak tanıtılan kişinin “yılın başında” Vladivostok kentinde gözaltına alındığı ve “soruşturma işlemleri” için Moskova’ya nakledildiği belirtilmiştir.[1] TASS, davası “çok gizli” olarak sınıflandırılan Baek’in Lefortovo Cezaevi’nde tutulduğunu ve 11 Mart 2024 tarihinde bir mahkemenin tutukluluğunun […]

The post Rusya-Güney Kore Arasında “Casusluk Krizi” appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Rusya, ülkenin doğusunda bir Güney Koreliyi casusluk yapmakla suçlayarak gözaltına almıştır.  Rus devlet haber ajansı TASS’ın yetkililere dayandırdığı haberinde Baek Won-soon olarak tanıtılan kişinin “yılın başında” Vladivostok kentinde gözaltına alındığı ve “soruşturma işlemleri” için Moskova’ya nakledildiği belirtilmiştir.[1]

TASS, davası “çok gizli” olarak sınıflandırılan Baek’in Lefortovo Cezaevi’nde tutulduğunu ve 11 Mart 2024 tarihinde bir mahkemenin tutukluluğunun 15 Haziran’a kadar uzatılmasına karar verdiğini söylemiştir. Ajans, ismi açıklanmayan bir emniyet yetkilisinin Baek’in “devlet sırrı niteliğindeki bilgileri yabancı istihbarat servislerine aktardığını” söylediğini belirtmiştir. Daha fazla ayrıntı kamuoyuna açıklanmamıştır.[2]

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Baek’in gözaltına alındığının öğrenilmesinden bu yana konsolosluğunun yardım sağladığını söylemiştir. Bakanlık devam eden soruşturmayı gerekçe göstererek konuyla ilgili daha fazla ayrıntı vermeyi reddetmiştir.  Yonhap Haber Ajansı’nın Kore servisi, Baek’in Kuzey Koreli sığınmacıları kurtarmak ve insani yardım sağlamakla görevli bir misyoner olduğunu söylemiştir. Ajans, Baek’in Ocak 2024 tarihinde Çin’den kara yoluyla Vladivostok’a geldikten birkaç gün sonra gözaltına alındığını da eklemiştir. Bu olayla birlikte ilk kez bir Güney Koreli Rusya’da casusluk suçlamasıyla gözaltına alınmıştır.[3]

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına verdiği destek nedeniyle 2022 yılında Güney Kore’yi “dost olmayan” bir ülke olarak nitelendirmişti. Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un’un geçtiğimiz Eylül ayında Rusya’ya giderek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesinin ardından Rusya da Kuzey Kore’yle ilişkilerini derinleştirmiştir.[4]

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Asya-Pasifik Bölgesi’ndeki Güney Kore ve Japonya gibi müttefikleri, Kuzey Kore’yi askeri modernizasyon programını ilerletecek teknolojik know-how karşılığında Rusya’ya Ukrayna savaşında kullanması için silah sağlamakla suçlamaktadır. Ancak her iki ülke de bu iddiaları reddetmiştir. Geçtiğimiz yıl içinde Rusya çok sayıda yabancı uyruklu kişiyi gözaltına almış ve çeşitli suçlar işlemekle itham etmiştir.[5]

ABD’li gazeteci Evan Gershkovich de Mart 2023 tarihinde casusluk iddiasıyla gözaltına alınmış ve aynı zamanda sert koşulları ve tutukluları neredeyse tamamen tecrit altında tutmasıyla ünlü Lefortovo cezaevinde tutulmaktadır. Gözaltı süresi 2024 yılının Mart ayı sonuna kadar uzatılmış ve mahkeme işlemleri kapalı kapılar ardında yapılmıştır. Ekim ayında Rus-ABD’li gazeteci Alsu Kurmasheva yabancı ajan olarak kayıt yaptırmadığı için gözaltına alınmış ve daha sonra Rus Ordusu hakkında “yanlış bilgi” yaymakla suçlanmıştır. Gözaltı süresi Nisan ayına kadar uzatılmıştır.  Rusya’da casusluk suçu en fazla 20 yıl hapis cezasını gerektirmektedir. Yine aynı noktada Gershkovich ve Kurmasheva haklarındaki suçlamaları reddetmektedir.[6]

Rusya’nın casusluk suçlamalarını Güney Kore’ye yönelik politik bir hamle olarak mı yoksa gerçek bir güvenlik tehdidi olarak mı gördüğü önemlidir. Özellikle Rusya’nın Ukrayna Krizi nedeniyle Batı’yla yaşadığı gerilim ve Kuzey Kore’yle ilişkileri göz önünde bulundurularak, casusluk suçlamalarının siyasi bağlamı kayda değer bir husus meydana getirmektedir.

Gözaltındaki kişinin tutukluluğunun 15 Haziran’a kadar uzatılması ve Lefortovo Cezaevi’nde tutulması, hukuki sürecin şeffaflığı ve insan hakları ihlalleri açısından değerlendirilebilir. Özellikle kapalı kapılar ardında yapılan mahkeme işlemleri ve tutukluların tecrit edilmesi gibi uygulamaların yasallığı ve adaleti sorgulanabilir.

Rusya’nın casusluk suçlamalarının, uluslararası ilişkilerdeki dinamiklere etkisi olduğu ileri sürülebilir. Özellikle ABD ve Asya-Pasifik Bölgesi ülkeleriyle olan ilişkilerde casusluk suçlamalarının etkisi, bölgesel güvenlik ve istikrar açısından önemlidir.

Rusya’da casusluk suçlamasıyla gözaltına alınan yabancı gazetecilerin durumu, medya özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından önemlidir. Lefortovo Cezaevi’ndeki sert koşullar ve tutukluların tecrit altında tutulması, gazetecilerin çalışma koşullarını ve ifade özgürlüğünü etkileyebilir.

Rusya’da casusluk suçunun en fazla 20 yıl hapis cezasını gerektirdiği belirtilmiştir. Bu noktada, casusluk suçlamalarının kanıtlarla desteklenmesi ve adil yargılanma sürecinin sağlanması gerekliliği vurgulanabilir.

Bu bağlamda Rusya’nın Güney Koreli bir kişiyi casusluk suçlamasıyla gözaltına alması ve sonrasında yaşanan gelişmeler incelemeye değerdir. Casusluk suçlamaları, Rusya’nın uluslararası ilişkilerdeki dinamiklerini, iç siyasi durumu ve insan hakları konularını ele almak için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Gözaltındaki kişinin tutukluluğunun uzatılması ve tutukluların Lefortovo Cezaevi’nde tutulması gibi uygulamalar, hukuki sürecin şeffaflığı ve adil yargılanma prensipleri açısından endişe vericidir. Ayrıca, casusluk suçlamalarının uluslararası ilişkilerdeki gerilimleri artırma potansiyeli bulunmaktadır.

Sonuç olarak Rusya’nın casusluk suçlamalarıyla ilgili hukuki süreci şeffaf ve adil bir şekilde yürütmesi, insan haklarına saygı göstermesi ve uluslararası normlara uygun davranması önemlidir. Bu durum, Rusya’nın uluslararası toplumla olan ilişkilerini ve ülke içindeki siyasi istikrarı etkileyebilecek potansiyel sonuçların önlenmesine yardımcı olabilir.


[1] “Russia Detains South Korean in Country’s East on Suspicion of Spying”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/3/12/russia-detains-south-korean-in-countrys-east-on-suspicion-of-spying, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[2] “Russia Detains South Korean Man on Espionage Charges”, British Broadcast Corporation, https://www.bbc.com/news/world-asia-68541185, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[3] “South Korean Held in Russia for Spying Was a Missionary, say Media Reports”, Reuters, https://www.reuters.com/world/south-korean-held-russia-spying-was-missionary-say-media-reports-2024-03-12/, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[4] South Korean Detained Earlier This Year Is Accused of Espionage in Russia, The Diplomat, https://thediplomat.com/2024/03/south-korean-detained-earlier-this-year-is-accused-of-espionage-in-russia/, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[5] “Russia Detains South Korean in Country’s East on Suspicion of Spying”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/3/12/russia-detains-south-korean-in-countrys-east-on-suspicion-of-spying, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

[6] “Russia Detains South Korean Man on Espionage Charges”, British Broadcast Corporation, https://www.bbc.com/news/world-asia-68541185, (Erişim Tarihi: 13.03.2024).

The post Rusya-Güney Kore Arasında “Casusluk Krizi” appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/rusya-guney-kore-arasinda-casusluk-krizi/feed/ 0
Trump’ın Yeniden Seçilmesi Durumunda Çin-ABD İlişkileri Nasıl Gelişir? https://www.ankasam.org/trumpin-yeniden-secilmesi-durumunda-cin-abd-iliskileri-nasil-gelisir/ https://www.ankasam.org/trumpin-yeniden-secilmesi-durumunda-cin-abd-iliskileri-nasil-gelisir/#respond Thu, 28 Mar 2024 07:32:21 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76322 Son yıllarda Çin-Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ilişkileri, birçok küresel konu veya alanda doğrudan rekabete ve açık anlaşmazlıklara dönüşmüştür. 2024 yılı Kasım ayında ABD’de yapılacak Başkanlık Seçimleri ile mevcut olan Çin-ABD çekişmesine kimin daha fazla etki getireceği merak konusu olmuştur. Yapılan son anketler, Biden’ın Trump’ın arkasında olduğunu göstermektedir.[1] Bu da söz konusu seçimi Trump’ın kazanması durumunda […]

The post Trump’ın Yeniden Seçilmesi Durumunda Çin-ABD İlişkileri Nasıl Gelişir? appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Son yıllarda Çin-Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ilişkileri, birçok küresel konu veya alanda doğrudan rekabete ve açık anlaşmazlıklara dönüşmüştür. 2024 yılı Kasım ayında ABD’de yapılacak Başkanlık Seçimleri ile mevcut olan Çin-ABD çekişmesine kimin daha fazla etki getireceği merak konusu olmuştur. Yapılan son anketler, Biden’ın Trump’ın arkasında olduğunu göstermektedir.[1] Bu da söz konusu seçimi Trump’ın kazanması durumunda Çin-ABD ilişkilerinin ne yönde evrileceği konusundaki soruları beraberinde getirmektedir.

Trump’ın Çin politikası, genel dış politika stratejisine paralel olarak tek taraflı bir yaklaşımı benimseme eğilimindedir. Bu durum, Trump’ın kendi endişeleri dahilinde Çin’le doğrudan ikili müzakerelere yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Trump’ın aynı zamanda iç ve dış politikalarında öne çıkan “Önce Amerika” ilkesi, Çin’e olan politikasını doğrudan etkilemektedir. Trump’ın “Önce Amerika” ilkesi ışığında Amerika’yı maliyetli savaşlara sokma konusundaki genel isteksizliği, buna bağlı olarak ortaklıklardan çekilmesi ve ABD’nin bölgesel müttefikleriyle bağlarının azalması konusundaki konuşması, Çin’in üzerindeki baskıları hafifletebilmektedir.

Trump, Amerika’nın Japonya ve Güney Kore’yle yaptığı savunma anlaşmalarını eleştirerek bazı noktalarda bu müttefik ülkelerde konuşlanmış Amerikan birliklerini geri çekme tehdidinde bulunmuştur.[2] Analistler, bölgedeki Amerikan ittifaklarının azalmasının, Tayvan konusu da dahil olmak üzere Çin’in yararına olacağını söylemektedir.[3] Diğer yandan “Önce Amerika” mantrası Trump’ın Amerikan imalatını desteklemek için korumacı stratejiler benimsemesine ve ABD-Çin ticaret savaşının da yoğunlaşmasına yol açmıştır. Trump dönemi ABD-Çin ilişkilerinin en belirgin özelliği işbirliği veya ortaklık sağlanabilen alanların kısa vadeli sürdürülüp, uzlaşılamayan konuların doğrudan çatışmaya dönüşmesi olmuştur.

Trump, 2017 yılının sonlarında açıkladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde Çin’i “rakip” ve “revizyonist güç” olarak tanımlayarak Washington’un Pekin’le olan doğrudan rekabetini başlatmıştır.[4] Bu strateji, ticaret savaşı gibi çeşitli alanlarda Çin’e karşı meydan okumayı içermektedir. Trump yönetimi, özellikle son yılında Çin-ABD ilişkilerine daha fazla belirsizlik ve doğrudan çatışma unsuru eklemiştir. Trump’ın Tayvan Boğazı dahil olmak üzere güvenlik endişelerini bilinçli olarak artırması, Çin mallarına yönelik cezai gümrük vergileri uygulaması ve Huawei, ZTE ve TikTok gibi Çinli teknoloji şirketlerine geniş kapsamlı kısıtlamalar getirmesi, ikili ilişkilerde ciddi bir etki yaratarak ikili ilişkilere zarar vermiştir.[5]

Biden yönetimi, Trump’ın ani, kısa vadeli ve tek taraflı sert politikalarından farklı olarak Amerika’nın çıkarlarını koruyarak Çin’le rekabeti daha sürdürülebilir ve uzun vadeli bir politikaya dayandırma çabasındadır. Bunun yanı sıra Trump’dan farklı olarak, Çin’le gerekli stratejik iletişimi sürdürmeye istekli ve iklim değişikliği gibi çeşitli konularda işbirliği eğilimindedir.

Biden, Çin’le olan stratejik rekabetin en önemli unsuru olarak teknolojiyi görmektedir. Bu kapsamda Çinli kuruluşlara kısıtlamalar ve yaptırımlar getirerek teknoloji ürünlerine erişimi engellemeye çalışmaktadır. Göreve geldikten sonra Trump dönemi gümrük vergilerini büyük ölçüde yürürlükte tutmuştur ve ardından Çin’in askeri ve teknolojik yeteneklerini geliştirmek için kullanılan Amerikan yüksek teknolojisinin ve finansmanının Çin’den ithal edilmesini engellemeyi amaçlayan bir dizi politika geliştirmiştir.[6] Biden’ın gümrük vergilerini artırmayacak olsa bile Çin’in yüksek teknolojili ürün geliştirme yeteneğini çok daha az olası hale getirebileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, Tayvan meselesinde Biden, Tayvan’ın sadık bir destekçisi olarak görünerek zaman zaman Tayvan’ın saldırıya uğraması halinde Amerika’nın adayı askeri olarak savunacağını belirtmiştir. Trump, bir sonraki Biden döneminde “Çin’i sınırlamayı amaçlayan daha başarılı, çok taraflı ortak bir çaba”nın görülebileceğini öne sürmüştür.[7]

Trump, Çin’i rakip olarak belirlerken Pekin’e karşı katı bir politika duruşuna geri dönme sözü vermiştir. Seçim kampanyasında adil olmayan ticaret uygulamaları olarak gördüğü uygulamalarla mücadele etmek için Çin ithalatına %60’a varan bir gümrük vergisi uygulayabileceği ve temel “kalıcı normalleştirilmiş ticari ilişkiler” statüsünü iptal edebileceği yönündeki spekülasyonları artırmıştır.[8] Trump’ın tekrar devasa ticaret gümrük vergileriyle dönmesi Çin ekonomisini olumsuz etkileyecektir. Bu da Çin’i alternatif pazarlarla daha yakın ilişkiler kurmaya itecektir. Diğer yandan Trump, tekrar göreve gelmesi halinde Biden’ın Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’nin (IPEF) “birinci günden ölü” olacağını söylemiştir.[9] Çin’in ekonomik etkisine karşı bir denge sağlamak üzere 13 bölge ülkesiyle Biden liderliğinde imzalanan bu çerçevenin bozulması, Amerika’nın diğer ülkelerle olan ortaklığının da bozulmasına yol açabilir.

Trump’ın seçim kampanyası sırasınca yaptığı “Çin karşıtı” söylemleri, ikinci bir ticaret savaşının başlatılabileceğini işaret etmektedir. Buna karşın ticaret savaşının Amerikan ekonomisine yarardan çok zarar verdiği açıktır. Çin mallarına uygulanan yüksek gümrük vergileri ne ABD üretimini artırmıştır ne de Çin’le olan ticaret açığını azaltmıştır. Bunun yerine ABD firmaları ve tüketicileri, Çin ithalatına uygulanan gümrük vergilerinin yükünü taşımıştır. Bu da işletmeler için daha yüksek maliyetlere ve ABD ürünlerinin uluslararası rekabet gücünde büyük bir düşüşe yol açmıştır.[10]

Yaklaşık bir yıl önce kırsal kesimdeki Cumhuriyetçilerin çoğunun Trump’ın Çin ithalatına yeni gümrük vergileri uygulama önerisini reddetmesi ve kaygılı Cumhuriyetçilerin böyle bir olasılığa karşı çıkma konusunda ihtiyatlı bir şekilde çeşitli Demokratlarla aynı safta yer aldığına bakılırsa, Çin’le yeni bir ticaret savaşı başlatmak Cumhuriyetçiler arasında bölünmeleri daha da artıracaktır. Bu da ABD-Çin arasındaki yeni dönem stratejik rekabetin ticaret savaşından ziyade teknoloji alanında olacağını işaret etmektedir.

Hudson Enstitüsü Çin Merkezi Direktörü Miles Yu, ABD’nin Çin konusunda iki partili bir anlaşmaya vardığını ve iki tarafın “hemen hemen aynı Çin politikasını” paylaştığını söylemiştir.[11]  Sonuç olarak 2024 Başkanlık Seçimleri’nde kim seçilirse seçilsin, Çin’i ana rakibi olarak görmeye devam edecek ve Çin’e karşı sert politikalarına devam edecektir. Kısa vadede verilen ani politika tepkileri arasındaki farklar Trump ile Biden’ı uzaklaştırsa da uzun vadede ABD’nin Çin’e yönelik politikaları Trump ve Biden arasında çok fark yaratmayacaktır. Fakat Trump’ın ani ve kısa vadeli politikalarıyla öne çıkması, Trump’ı öngörülemez bir güç yapmaktadır ve bu da Çin’in daha hazırlıklı olması gerektiği anlamına gelmektedir.


[1] “Biden slightly behind Trump but voters’ views of economy improve, poll shows”, The Guardian, https://www.theguardian.com/us-news/2024/mar/13/biden-trump-economy-poll, (Erişim Tarihi: 20.03.2024).

[2] “China is worried about the return of Trump, but it also sees opportunities if he wins”, CNN, https://www.cnn.com/2024/03/10/china/china-two-sessions-trump-election-analysis-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 20.03.2024).

[3] Aynı yer.

[4] “Biden vs Trump: Who Would Have a Bigger Impact on China-US Relations?”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2023/12/biden-vs-trump-who-would-have-a-bigger-impact-on-china-us-relations/, (Erişim Tarihi: 19.03.2024).

[5] Aynı yer.

[6] “China is worried about the return of Trump, but it also sees opportunities if he wins”, CNN, https://www.cnn.com/2024/03/10/china/china-two-sessions-trump-election-analysis-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 20.03.2024).

[7] Aynı yer.

[8] Aynı yer.

[9]“Trump vows to kill Asia trade deal being pursued by Biden if elected”, Reuters, https://www.reuters.com/world/us/trump-vows-kill-asia-trade-deal-being-pursued-by-biden-if-elected-2023-11-19/, (Erişim Tarihi: 21.03.2024).

[10] “Would Donald Trump Start a China-US Trade War 2.0?”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2024/02/would-donald-trump-start-a-china-us-trade-war-2-0/, (Erişim Tarihi: 21.03.2024).

[11] “China sees two ‘bowls of poison’ in Biden and Trump and ponders who is the lesser of two evils”, AP, https://apnews.com/article/china-us-election-biden-trump-7308b0d650b8ea309f343dec00d0b827, (Erişim Tarihi: 22.03.2024).

The post Trump’ın Yeniden Seçilmesi Durumunda Çin-ABD İlişkileri Nasıl Gelişir? appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/trumpin-yeniden-secilmesi-durumunda-cin-abd-iliskileri-nasil-gelisir/feed/ 0
ANKASAM İNFOGRAFİK: 2024 RUSYA FEDERASYONU BAŞKANLIK SEÇİMLERİ https://www.ankasam.org/ankasam-infografik-2024-rusya-federasyonu-baskanlik-secimleri/ https://www.ankasam.org/ankasam-infografik-2024-rusya-federasyonu-baskanlik-secimleri/#respond Wed, 27 Mar 2024 18:40:18 +0000 https://www.ankasam.org/?p=76258 The post ANKASAM İNFOGRAFİK: 2024 RUSYA FEDERASYONU BAŞKANLIK SEÇİMLERİ appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>

The post ANKASAM İNFOGRAFİK: 2024 RUSYA FEDERASYONU BAŞKANLIK SEÇİMLERİ appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
https://www.ankasam.org/ankasam-infografik-2024-rusya-federasyonu-baskanlik-secimleri/feed/ 0