Analiz

Nijer’in Amerikan Askerlerini Sınır Dışı Etmesi: Afrika’da Değişen Jeopolitik İttifaklar

ABD de dahil olmak üzere uluslararası toplum, Nijer’de ordunun yönetime el koyması gibi görünen gelişmeleri hızla kınamıştır.
Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen yıl gerçekleşen darbeyi yüksek sesle kınamasının ardından Nijer’in yeni askeri yöneticileri, politikalarında radikal bir değişikliğe gitmeyi tercih etmiştir.
Nijer’in geniş ve büyük oranda kontrolsüz sınırları, onu yasadışı faaliyetler için güvenli sığınaklar ve geçiş yolları arayan terörist gruplar için cazip bir sığınak haline getirmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

17 Mart 2024 tarihinde Nijer’in Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) askeri işbirliği anlaşmasını feshettiğini açıklaması ve bunun sonucunda 1.000 Amerikan silahlı kuvvetleri personelinin sınır dışı edilmesi, Sahel bölgesinde yankı uyandırmış ve ülkenin dış politika yörüngesinde önemli bir sapmaya işaret etmiştir.

Nijer’de General Abdourahamane Tchiani liderliğindeki askeri cunta tarafından açıklanan bu karar, aralarında Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee ve ABD Afrika Komutanlığı Başkanı General Michael Langley gibi üst düzey yetkililerin de bulunduğu Washington’dan bir heyetle yapılan görüşmelerin ardından alınmıştır. General Abdourahamane Tchiani’nin askeri cuntasından yapılan açıklamalara göre; ABD heyetinin ziyareti yerleşik diplomatik protokollere uymamış, ayrıca şeffaflık ve karşılıklı saygı konusunda endişelere yol açmıştır. Nijer hükümeti, Amerikan heyetini küçümseyici bir tavır takınmakla ve görüşmeler sırasında Nijer’in ortaklıklarını dikte etmeye çalışmakla suçlamıştır.[1] Diplomatik görgü kurallarına uyulmadığına dair bu algı Nijer tarafından şiddetle kınanmış ve ikili ilişkileri daha da karmaşık hale getirmiştir.

Nijer’in siyasi manzarası, Temmuz 2023 tarihinde General Abdourahamane Tchiani’nin seçkin bir muhafız gücüne liderlik ederek Başkan Mohamed Bazoum’u gözaltına almasıyla dramatik bir hal almıştır. ABD’nin de aralarında bulunduğu uluslararası toplum, Nijer’de ordunun yönetime el koyması gibi görünen bu olayı derhal kınamıştır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yaptığı açıklamada, demokratik süreçlerin korunmasının önemini vurgulayarak Başkan Bazoum’un derhal serbest bırakılması çağrısında bulunmuş ve meşru başkanlığını desteklediklerini teyit etmiştir.

Bu darbenin ardından ABD, ülkenin askeri güçleriyle güvenlik işbirliğini askıya alarak hızlı bir şekilde karşılık vermiştir. Bununla birlikte üst düzey Pentagon yetkilileri, Nijer’in bölgesel terörle mücadele çabalarındaki kritik rolünün altını çizerek bu ülkedeki varlığın sürdürülmesinin önemini vurgulamışlardır.[2] Nijer, Afrika’nın Sahel bölgesinde stratejik bir konumda bulunmaktadır. Bu bağlamda ülke, El Kaide ve diğer aşırılık yanlısı örgütler gibi grupların faaliyet gösterdiği terörle mücadelede kilit bir müttefik olarak yer almaktadır.

Nijer’in geniş ve büyük oranda kontrolsüz sınırları, onu yasadışı faaliyetler için güvenli sığınaklar ve geçiş yolları arayan terörist gruplar için cazip bir sığınak haline getirmektedir. Geniş çöl arazisi ve seyrek nüfusu, etkili gözetim ve kolluk kuvvetleri için zorluklar yaratmakta ve terörist grupların görece cezasız bir şekilde yer edinmeleri ve saldırılar düzenlemeleri için geniş fırsatlar sunmaktadır. Bu nedenle Batılı güçlerin ülkede güçlü bir varlık göstermesi bir zorunluluk haline gelmektedir.

Komşu Mali ve Burkina Faso’da yaşanan gelişmelere paralel olarak Nijer de dış ilişkilerinde kararlı adımlar atmış, özellikle de Fransız ve diğer Avrupalı güçleri topraklarından kovmuştur. Daha önce Sayın Bazoum’un başkanlığı döneminde Fransa önemli bir askeri ortak olarak görülüyordu. Bazoum, 2022 yılında Mali’den çekilmelerinin ardından Fransız birliklerinin ve diğer Avrupalı özel kuvvetlerin Nijer’in batı sınır bölgelerine konuşlandırılması için aktif olarak çaba sarf etmişti. Bu bölgeler özellikle cihatçı saldırılara karşı savunmasızdı ve Nijer komutası altında faaliyet gösteren uluslararası güçlerin varlığı güvenlik ve istikrarın desteklenmesi için gerekli görülüyordu.

Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen yıl gerçekleşen darbeyi şiddetle kınamasının ardından Nijer’in yeni askeri yöneticileri, politikalarında radikal bir değişikliğe gitmeyi tercih etmiştir. Yeni yönetim, daha önceki işbirliğinden ayrılma sinyalleri veren bir hamleyle Fransız güçlerinin Nijer topraklarından çekilmesini talep etmiştir. Niamey, Batı’nın dış askeri varlığını ortadan kaldırarak ilişkilerini yeniden ayarlamayı ve ulusal çıkarları ve stratejik hedefleriyle daha uyumlu ortaklıklara öncelik vermeyi amaçlamaktadır.

Bu bağlamda Rusya, Nijer’in dış politika hesaplarında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıkmaktadır. Abdramane, Rusya’nın Nijer’in uzun süredir askeri işbirliği anlaşmaları yaptığı bir ortağı olduğunu ve esas olarak terörle mücadele çabalarını desteklemek için gerekli askeri teçhizatı edinmeyi amaçladığını vurgulamıştır.

Nijer’in, ABD’nin Rusya ve İran’la gizli anlaşmalar yaptığı, özellikle de uranyum ticareti yaptığı yönündeki suçlamalarını reddetmesi, egemenlik meselelerine dışarıdan müdahale edilmesine karşı bir duruş sergilediğini göstermektedir. Bu bağımsızlık iddiasının ortasında, ABD’nin Nijer’e demokrasi ve Rusya ile angajmanları gibi konularda ders verme tutumu, Afrika uluslarının eylemliliğini ve özerkliğini azaltan daha geniş bir anlatının altını çizmektedir.

Güvenlik alanında ise Abdramane, Nijer ile ABD arasında 2012 yılında imzalanan askeri işbirliği anlaşmasının karşılıklı rızanın bir ürünü olmadığını, aksine Nijer’e dayatıldığını ve Batı Afrika ulusunun egemenliğini ve demokratik ilkelerini baltaladığını vurgulamıştır. Abdramane, yaptığı açıklamada, anlaşmanın Nijer’in yönetim yapılarını yöneten anayasal ve demokratik normlara ters düştüğünü vurguladı. Bu tür anlaşmaların dış güçler tarafından dayatılmak yerine şeffaf bir şekilde ve Nijer halkının iradesine uygun olarak müzakere edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Abdramane ayrıca anlaşmanın Nijerya halkının istekleri ve çıkarlarıyla örtüşmediğini de savunmuştur. Anlaşmanın sadece özünde adaletsiz olmakla kalmadığını, aynı zamanda ülkenin daha geniş sosyoekonomik ve güvenlik ihtiyaçlarına hizmet etmede de başarısız olduğunu iddia etmiştir.[3]

ABD’li yetkililer ve Batılı analistler, cuntanın Nijer’deki Amerikan askeri varlığını geri çekme kararının ardındaki gerçek niyetine ilişkin belirsizliklerini dile getirmişlerdir. Sınır dışı etme duyurusu, sert görünmekle birlikte cuntanın asıl amacının Amerikan güçlerini tamamen çıkarmak mı yoksa bu açıklamayı müzakerelerde bir pazarlık kozu olarak kullanmak mı olduğuna dair soru işaretleri devam etmektedir.[4]


[1] “Niger Ends ‘Unfair’ Military Accord With US, Reveals Threats Were Made”, Almayadeen, https://english.almayadeen.net/news/politics/niger-ends–unfair–military-accord-with-us–reveals-threats, (Erişim Tarihi: 22.03.2024).

[2] “Niger Ends Military Agreement With US, Calls It ‘Profoundly Unfair’”, CNN, https://edition.cnn.com/2024/03/16/africa/niger-ends-us-military-agreement-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 22.03.2024).

[3] “Niger Ends Military Co-Operation Agreement With US”, Report Azerbaijan, https://report.az/en/other-countries/niger-ends-military-co-operation-agreement-with-us/, (Accessed: 22.03.2024).

[4] “U.S Searching for A Way to Keep Troops in Niger”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2024/03/21/us/politics/niger-us-troops-coup.html, (Erişim Tarihi: 22.03.2024).

Gadea Albaladejo LÁZARO
Gadea Albaladejo LÁZARO
Valensiya Avrupa Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler