Analiz

AB’nin Genişlemesi: Kararlar, Zorluklar ve Gelecek Perspektifleri

Avrupa Birliği’nin (AB) genişlemesi, Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve kültürel entegrasyonunda önemli bir rol oynamaktadır.
Özellikle Ukrayna, Moldova, ve Bosna-Hersek gibi ülkelerin AB üyeliği için yürüttüğü müzakerelerde yaşanan gecikmeler ve belirsizlikler, AB’nin iç dinamikleri ve uluslararası ilişkilerdeki değişen koşulların bir yansımasıdır.
Başkan Ursula von der Leyen, Batı Balkan ülkesindeki hala devam eden etnik ayrılıklara rağmen, bölgedeki Rusya ve Çin etkisinin artmasına nedeniyle AB’nin yürütme kolunun, üye devletlere Saraybosna ile müzakereleri başlatma çağrısında bulunacağını belirtmiştir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa Birliği’nin (AB) genişlemesi, kıtanın siyasi, ekonomik ve kültürel entegrasyonunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu amaç doğrultusunda AB, komşu bölgelerindeki ülkeleri aday ülke veya potansiyel aday ülke statüsüne alarak entegrasyon sürecine dahil etmeye çalışmaktadır. Ancak son yıllarda, özellikle Batı Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki bazı ülkelerle ilgili olarak genişleme sürecinde yaşanan belirsizlikler ve gecikmeler göze çarpmaktadır.[1]

Özellikle Ukrayna, Moldova ve Bosna-Hersek gibi ülkelerin AB üyeliği için yürüttüğü müzakerelerde yaşanan gecikmeler ve belirsizlikler, AB’nin iç dinamikleri ve uluslararası ilişkilerdeki değişen koşulların bir yansımasıdır. Örneğin Ukrayna’nın AB üyeliği için yapılan müzakerelerde, AB içindeki siyasi farklılıklar ve Rusya’yla ilişkilerdeki gerilimler müzakerelerin ilerlemesini engelleyebilmektedir.

Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’nın katılım sürecindeki ilerlemesi, son dönemde beklenmedik bir durağanlıkla karşılanmıştır. Haziran ayındaki Avrupa seçimlerinin ve ardından Avrupa Birliği Konseyi’nin Macaristan Başkanlığı’nın etkisiyle, Kiev’le müzakerelerin başlaması ertelenmiştir. Bu durum, AB’nin genişleme politikasının karmaşıklığını ve iç dinamiklerini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Ukrayna’nın adaylık süreci, 19 Şubat’ta başlamasına rağmen, AB’nin Ukrayna’nın katılımına yönelik tutumu beklenenden daha az aktif olmuştur. Angela Merkel’in eski bakanı ve Ukrayna’nın yanında duran bir figür olarak bilinen isim, sürekli olarak Kiev’in yanında yer alarak, üye devletlerin yapmaya hazır olmadıkları vaatlerde bulunmaktan çekinmemiştir. Ancak Rusya’nın 2022 yılındaki saldırısının ardından Paris ve Berlin, daha temkinli bir yaklaşım sergilemişler ve aceleci davranmaktan kaçınmışlardır.[2]

21 Şubat 2024 tarihinde Ukrayna’nın resmi adaylık statüsüne sahip olmasından bu yana AB’ye katılmak için bir sonraki aşama olan müzakerelerin çerçevesi, Avrupa seçimlerinden önce hazır olmayacak şeklinde bir açıklama yapılmıştır. Ancak mart ayına kadar bu durumun gündemde olduğu belirtilmiştir.

Bu karar, dönüşümlü AB Konsey başkanlığı tarafından toplanan bir hükümetlerarası konferansta 27 üye devlet tarafından oybirliğiyle kabul edilmelidir. Ancak, yılın ikinci yarısında Macaristan’ın bu görevi üstlenmesi, Ukrayna’nın müzakerelerinde belirsizlik yaratmaktadır. Başbakan Viktor Orban’ın Ukrayna’nın Avrupa’da yeri olmadığına dair sık sık yaptığı açıklamalar, sürecin hızlanması için bir engel oluşturmaktadır.

AB Antlaşmalarından bazı özgürlüklerin alınması gerekmese de 27 üye devleti (Fransa gibi daha genişleme konusunda isteksiz olanlar bile) aynı şekilde davranmıştır. Ukrayna’nın kriterleri karşılamamasına rağmen Kiev’e adaylık statüsü verilmesi, AB’nin Kiev’e ve Moskova’ya güçlü bir siyasi sinyal gönderme isteğinden kaynaklanmaktadır.

Diğer yandan, Gürcistan ve Macaristan gibi ülkelerin AB üyelik sürecindeki rolü ve etkisi de tartışma konusudur. Özellikle Macaristan’ın AB genişlemesi konusundaki tutumu ve Ukrayna’nın üyelik sürecindeki ilerlemeyi engelleyici rolü, AB’nin genişleme politikasının zorluklarını göstermektedir.

Aralık 2023 tarihinde AB liderleri, Ukrayna ve Moldova’yla katılım müzakerelerini başlatma kararı alırken, Bosna-Hersek’in müzakereleri başlatma önerisi gündeme gelmiştir. Ancak, müzakerelerin başlamaması ve ilerlemenin yavaş olması, çeşitli faktörlerin etkisi altında gerçekleşmektedir. 2024 yılının Mart ayında müzakereler hala başlamamıştır. Bu noktada Avrupa Parlamentosu, Haziran seçimlerinden önce bu süreci – özellikle Kiev ile – hızlı ilerletmekten çekinmektedir.

Diğer yandan Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nin Bosna-Hersek’le katılım müzakerelerini başlatmasını önermeye hazırlanmaktadır. Başkan Ursula von der Leyen, Batı Balkan ülkesindeki hala devam eden etnik ayrılıklara rağmen, bölgedeki Rusya ve Çin etkisinin artmasına nedeniyle AB’nin yürütme kolunun, üye devletlere Saraybosna ile müzakereleri başlatma çağrısında bulunacağını belirtmiştir. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve Moskova ve Pekin’in etki kazanmasına yönelik atılan adımlar, AB yetkililerini süreci hızlandırmaya zorlamaktadır. [3]

Von der Leyen, süreci hızlandırmak istediklerini şu sözlerle açıklamıştır: [4]

Batı Balkanların yakınlaşmasını sadece beklemenin yeterli olmadığını fark ettik. Kapının açık olduğunu söylemek yeterli değil. Ayrıca sorumluluk almalı ve onların birliğimize giden yolunu her türlü olası şekilde desteklemeliyiz”

AB liderlerinin gelecek hafta Brüksel’de yapacakları zirvede tavsiyeyi tartışmaları beklenmektedir. Pro-Rus ayrılıkçı Bosna Sırp lideri Milorad Dodik, ülkede başkanlık ve diğer siyasi fonksiyonları zayıflatmaya devam ettiğinden dolayı diğer üye devletlerin müzakere sürecini onaylaması kesin görülmemektedir.

AB’deki Bosna’nın en büyük destekçileri (Avusturya, Hırvatistan, Macaristan ve Slovenya) Bosna’nın adaylığının Ukrayna ve Moldova’ya kabul edilmemesi için potansiyel vetolarını kullanarak Saraybosna’yı onaylamayı amaçlamaktadır. Ancak Bosna’nın AB’ye katılmasını, iki Doğu Avrupa ülkesinden daha az hak ettiğini düşünen birçok AB ve AB üye devletlerinden yetkili bulunmaktadır.

AB liderleri, Mart ayının sonuna kadar Bosna’nın ne kadar ilerleme kaydettiğine dair Avrupa Komisyonu raporu istemiştir. AB liderleri, 21-22 Mart 2024 tarihlerinde Brüksel’de bir zirve için tekrar bir araya geleceklerdir. Ancak Almanya ve Fransa’nın AB’nin genişlemeye odaklanmamasını tercih ettiği ve bunun yerine Ukrayna’nın silahlandırılmasıyla ilgilenmeyi tercih ettiği yönünde fikirler bulunmaktadır.

Bosna, 2022 tarihinde AB adayı statüsü verilmiştir. Bloğa katılmak için, ülkelerin yasaları ve standartları uyumlaştırması ve kurumlarının ve ekonomilerinin demokratik normları karşıladığını göstermesi gereken uzun bir süreçten geçmeleri gerekmektedir. [5] Von der Leyen, Bosna’nın “daha fazla ilerlemeye” ihtiyacı olduğunu kabul etmiştir, ancak “etkileyici adımlar” attığını vurgulamıştır. [6]


[1] “The Future of EU Enlargement”, Open Access Government, https://www.openaccessgovernment.org/the-future-of-eu-enlargement/173439/, (Erişim Tarihi: 12.03.2024).

[2] “EU Accession Negotiations: Ukraine Can Wait”, Le Monde, https://www.lemonde.fr/en/international/article/2024/02/25/eu-accession-negotiations-ukraine-can-wait_6556134_4.html, (Erişim Tarihi: 12.03.2024).

[3] “EU Commission to Recommend Accession Talks With Ukraine, Moldova, Georgia, Bosnia”, Radio Free Europe/Radio Liberty, https://www.rferl.org/a/ukkraine-moldova-georgia-bosnia-eu-enlargement/32857223.html, (Erişim Tarihi: 12.03.2024).

[4] Aynı yer.

[5]  “European Commission to Recommend EU Accession Talks With Bosnia”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/3/12/european-commission-to-recommend-eu-accession-talks-with-bosnia, (Erişim Tarihi: 12.03.2024).

[6] “Commission Proposes to Open EU Accession Negotiations with Bosnia and Herzegovina and Updates Progress Made”, European Commission, https://neighbourhood-enlargement.ec.europa.eu/news/commission-proposes-open-eu-accession-negotiations-bosnia-and-herzegovina-and-updates-progress-made-2024-03-12_en, (Erişim Tarihi: 12.03.2024).

Hazal KÖSE
Hazal KÖSE
2023 yılında Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmuştur. Ayrıca İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde yandal yapmış ve çeşitli kamu kuruluşlarında staj deneyimleri kazanmıştır. İleri düzeyde İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Benzer İçerikler