Analiz

Kripto Finans ve Çatışmalar: Çatışma Ortamları ile Kripto Paraların Değeri İlişkisi

Krizler ve çatışma ortamları ile kripto paraların değerlerinin artması arasında doğrudan bir ilişki olduğu düşünülmektedir
Savaş ve olağanüstü hallerde de normal piyasalarda panik havası olduğu durumlarda kripto varlıklarda ani çıkışları gözlemlemek mümkündür.
Yaptırıma maruz kalan devletler kripto piyasada izledikleri bazı stratejilerle bu yaptırımları etkisizleştirmeyi amaçlamaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Kripto para ya da daha genel bir ifadeyle merkezî olmayan finans (DeFi-Decentralized Finance) özellikle son on yılda günümüz uluslararası ilişkileri bakımından dikkat çeken bir gerçeklik olarak gündemdeki yerini almıştır. Hayatımıza girdiği günden itibaren birçok açıdan ele alınan kripto piyasası, son dönemde uluslararası sistemdeki etkisiyle de incelenmeye başlanmıştır.

Genel bir kanı, savaş ve çatışma ortamlarında bilhassa altın ve kıymetli emtiaların değer kazandığı yönündedir. Göç durumlarında da mücevher ve altın takılar gibi nispeten pahada ağır yükte hafif kıymetli takıların ilk taşınan eşyalar arasında olduğu yaygın bir kanıdır. Ancak bilhassa yüklü miktarda altın taşımak kolay değildir ve bu bağlamda yeni elektronik ve kripto para teknolojilerinin de dünyanın birçok yerinde kullanılabilmesi ve sanal ortamda tutulması, çatışma durumlarında önemli bir avantaj teşkil etmektedir.

Yakın dönemde küresel sistemde oluşan bazı çatlaklar yeni soru ve konuların gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu süreçte, özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta kripto paraların oynadığı rol sorgulanmaya başlanmıştır. Savaşın süresi arttıkça bu sorular değişmiş veya derinleşmiştir. Savaşın başladığı 2022 yılının başlarında sorulan soruların geneli ‘Savaşın kripto piyasasına etkisi ne olacak?’ şeklindeyken; bugün kriptonun savaştaki etkisinin ne olduğu tartışılmaktadır.

Neden Kripto Para?

Kripto paraların birçok farklı statüye sahip aktör tarafından gittikçe daha fazla talep görmesinde iki temel faktörün rol oynadığı söylenebilir. Bunlardan ilki işlem kolaylığıdır. Özellikle kriz dönemlerinde basılı banknotları işleme sürmek oldukça zorlaşabilir. Ayrıca para çekmek ve bunu farklı bir para birimine çevirmek imkansızlaşabilir. Öte yandan kriz bölgelerinde nakdi para taşımak güvenlik açısından sorunlar teşkil edebilir. Dolayısıyla kripto kullanmak bir yandan zaman kazandırırken bir yandan da görece daha güvenli bir alternatif sunar. Kriptoların tercih edilmesinin oldukça önemli bir diğer sebebi ise regülasyona tabi olmamasıdır. Bu durum merkezileşmiş ve yasalarla düzenlenmiş piyasanın arkasından dolanmaya olanak sağlamaktadır. Nitekim temel olarak bu nedenlerle ülkelerin, iş dünyasının ve sıradan vatandaşın kriptolara yönelmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Bu yöneliş, yaptırımların hedefi olan ve/veya çatışma bölgesinde yer alan ülkelerde ise çok daha üst boyutlara ulaşmaktadır.

Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş, küresel ekonomiyi birçok açıdan derin şekilde etkilemiştir. Nitekim kripto piyasası da bu etkiden nasibini almıştır. Savaş başlarken birçok kişinin merak ettiği konu; savaşın kripto piyasasını nasıl etkileyeceği olmuştur. Elbette diğer ekonomi konularında olduğu gibi, küresel ölçekte etkiye sahip bu tarz çatışmalar kripto piyasasında da ilk etapta bir daralma yaratmıştır. Savaşın başlamasını takip eden süreçte, kısa dönemli veriler Bitcoin ve Rusya-Ukrayna Savaşı arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur.[1] Savaşın başlarındaki bu düşüşün birçok farklı sebebi de sıralanabilir. Ancak bu noktada savaşın yarattığı kaos ve piyasaya dair olumlu öngörülerin azalması söz konusu ters ilişkide etkili olmuştur. Öte yandan savaş ilerledikçe sorulan soruların ve piyasadaki gidişatın yönü de değişmiştir.

Değinildiği üzere savaşın kripto piyasasına ilk etkisi bir şok niteliğinde ve olumsuz olmuştur. Ancak daha ilk günlerden itibaren savaşan ülkelerin ve toplumlarının kriptoya olan ilgisi farklı nedenlerle artmıştır. Bu artış gittikçe piyasanın hacmini genişletmiş ve bugün kripto paralar tekrar değer kazanmaya başlamıştır. Daha önce de belirtildiği üzere kriz coğrafyalarında kriptoların tercih edilmesindeki temel neden merkezi bir finans yapısına bağlı olmamasıdır. Elbette kriptoya bu yönelişi tek bir açıdan ele almak yanlış olacaktır. Merkezî olmayan bu finans sistemi farklı aktörlere farklı faydalar sağlamaktadır. Kripto paraların devletler kadar sıradan bireyler için de önemli olduğunu hatırlatmak gerekir. Buna ek olarak; regülasyona tabii olmaması kriptoların daima kötü amaçla kullanılacağı anlamına da gelmemektedir. Dolayısıyla birey ve devletin kriptoyu kullanışı arasındaki ayrıma bir de hangi amaçlara yönelik kullanıldığına dair bir sınıflandırmayı dahil etmek gerekmektedir.

Bilindiği üzere çatışma bölgelerinde fiziki ve teknolojik altyapı muazzam bir hasara uğramaktadır. Nitekim Ukrayna’da da savaşın başladığı günlerde bu hasar hissedilmiştir. Korku ve panik tüm bölgeyi hızla sarmıştır. Birçok sivilin ilk tepkisi canlarını kurtarmak için ülkeyi terk etmek olmuştur. Elbette bu terk ediş veya orada kalanlar için savaşın ortasında yaşama süreci boyunca oluşan para ihtiyacı sistemleri kilitlemiş ve birçok mağduriyet yaratmıştır. Dolayısıyla bölgedeki bireylerin çıkış yolu kripto paralar olmuştur. Örneğin savaşın başlarında Ukrayna’da mahsur kalan Türk öğrenciler, biletlerini kripto paraları işleme sokarak almışlardır. Zararına da olsa böyle bir yöntemle ilerlenmesinin sebebi kriptoların kaosun ortasında bir çıkış bileti sunması ve zaman konusunda kazanç elde ettirmesidir.

Savaş ilerledikçe kriptoların sıradan vatandaşlar için kullanımı da gittikçe artmıştır. Bunun temel nedeni Ukrayna için savaşın bölgede yarattığı kaos iken Rusya’da yaşayanlar için ise yaptırımlardır. Uluslararası İlişkiler’de yaptırımlar, bir devletin uluslararası hukuku çiğnediği durumlarda, silahlı çatışmaya alternatif olarak kullanılan kısıtlama ve cezalandırma uygulamalarıdır. Bu noktada söz konusu alternatifler arasında en önemli yeri tutan yaptırım türü, ekonomik yaptırımlardır. Nitekim Ukrayna Savaşı’nda da Batı’nın ilk başvurduğu yöntem bu olmuştur. Savaşın başlamasının akabinde Rusya’ya yönelik yaptırım ve ambargo kararları alınmış ve bugün de alınmaya devam etmektedir.

Elbette bu kararlar hedeflenen ülke ve hükümeti kadar o ülkenin insanlarını da etkilemektedir. Yaptırım uygulanan ülkelerdeki bireylerin, mali kısıtlamalar nedeniyle normal ticari işlemler olarak değerlendirilebilecek işlemleri gerçekleştirmesi neredeyse imkansızdır.[2] Nitekim bu imkânsızlık savaşın henüz başlarından itibaren Rus halkını kriptoya yöneltmiştir. Reuters’ın CryptoCompare’den aktardığı bilgilere göre, Ruble ile kripto para birimleri arasındaki ticaret hacmi, geçen haftaya göre üç kat artarak, savaşın beşinci günü olan Pazartesi günü 15,3 milyar rubleye ulaşmıştır.[3] Görüldüğü üzere ekonomik ilerleyiş ve kur oynaklığı konusunda kaygılı olan, yaptırıma tabi ülke vatandaşları, bu şekilde kayıplarını minimize etmeye çabalamıştır. Ancak bu konunun küresel birçok etkisi olan, devletler düzeyindeki, farklı bir boyutu da bulunmaktadır.

Yaptırım veya çatışma bölgesindeki devletlerin kriptoyu en çok kullandığı alanların başında yardımlar gelmektedir. Bunun nedeni yine aynı şekilde zamandan tasarruf ve regülasyonların atlatılmasıdır. Bu noktada gelen dış yardımların yalnızca yabancı devletlerden değil direkt yabancı ülke vatandaşlarından da alınanları kapsadığını belirtmek gerekmektedir. Özellikle Ukrayna hükümetinin bu yolla dikkate değer bir gelir elde ettiği görülmektedir. Ukrayna, savaş başlar başlamaz kripto üzerinden yapılması beklenen yardımlar için adresler paylaşarak bu yöntemin sıklıkla kullanılacağının sinyalini vermiştir. Savaşın başlamasından iki gün sonra Ukrayna Hükümeti, resmi Twitter hesabı üzerinden, bağış yapılması için iki kripto hesabı paylaşmıştır.[4] Nitekim beklendiği gibi olmuş ve ilk günden itibaren bağışlar artarak devam etmiştir. Rusya da bu yolla bir miktar yardım almıştır fakat, Ukrayna’nın çok altında kalmıştır. Savaşın ilk yılının tamamlamasının ardından, Londra merkezli Elliptic’in oluşturduğu tablo durumu göstermektedir.

Tablo 1. Savaşın İlk Yılında Kripto Üzerinden Alınan Bağışlar

Kaynak: “Crypto Donations To Ukraine And Russia: Breaking Down The Numbers”,Elliptic, https://www.elliptic.co/blog/analysis/crypto-donations-to-ukraine-and-russia-breaking-down-the-numbers, (Erişim Tarihi: 11.03.2024).

Elliptic’in Mart 2023 tarihli analizine göre kripto üzerinden gerçekleşen transferlerde, savaşı takip eden bir yılda Rusya 5 Milyon dolar altında yardım alırken Ukrayna’nın aldığı yardımlar 200 Milyon doları aşmıştır. Ayrıca yukarıdaki analize NFT’lerin (değiştirilemez jeton) eklenmediğini de belirtmek gerekir. Bunlar da dahil edildiğinde, bugün yani savaşın ikinci yılının dolduğu günlerde sanal piyasa üzerinden yapılan yardımların çok daha yukarılara çıktığı tahmin edilmektedir. Elbette Ukrayna’nın aldığı yardımların bu denli yüksek olmasının nedeni özellikle Batı’da yer alan müreffeh devletlerin desteği ile açıklanabilir. Rusya bu açıdan daha aşağıda gözükse bile, özellikle yaptırımları atlatmak için kripto piyasasını sıklıkla tercih etmektedir.

Değinildiği üzere, yaptırımların uluslararası bir normun zarar gördüğü durumlarda, fail devlete uygulandığı söylenir. Bu konu, içinde farklı tartışmaları da barındırmasıyla birlikte, diğer yandan da net bir realiteyi yansıtmaktadır. Kuzey Kore, İran ve son dönemde gittikçe şiddetini arttırarak Rusya söz konusu yaptırımların hedeflendiği ülkelerde başı çekmektedirler. Özellikle Ukrayna Savaşı’nı takip eden dönemde Rusya’ya yönelik yaptırımlar kuvvetli şekilde devreye sokulmuştur. Rusya da bu yaptırımları aşabilmek için kripto piyasasını ciddi oranda kullanmaya başlamıştır.

Yaptırıma maruz kalan devletler kripto piyasada izledikleri bazı stratejilerle bu yaptırımları etkisizleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu stratejiler özetle; siber korsanlık, teknolojik altyapıya yatırım ve kripto madenciliği, ulusal kripto para birimi oluşturmak, birkaç devletle ortak kripto para birimi oluşturmak ve kriptoyu teşvik etmek şeklinde sıralanabilir.[5] Savaş süresince Rusya’nın bu beş stratejide de ilerleme kaydettiği hatta genellikle başı çektiği söylenebilir.

Yukarıda sıralanan stratejiler elbette arttırılabilir. Ancak yaptırımların hedef aldığı ülkelerin işlemleri genellikle bu başlıklarda toplanmaktadır. Yayımlanan birçok haber Rus hükümetinin söz konusu stratejileri büyük oranda devlet eliyle desteklediği yönündedir. Başta Rusya olmak üzere yaptırım uygulanan devletlerin bu yönde derinleşmesi kripto işlem hacmini de büyük oranda genişletmektedir. Yine bir diğer çatışma bölgesi Filistin ve İsrail’de de finansın yön değiştirdiğine dair söylentiler bulunmaktadır. Kriz ve kaosun bugün hala sürdüğü bölgede kriptoya olan ilgi gittikçe artmaktadır. Hem Ukrayna hem de Filistin Savaşı’nın son dönemdeki yükselişle pozitif bir ilişki içerisinde olduğu düşünülebilir.

Tablo 2. Bitcoin Fiyatlarının Tarihçesi

Kaynak: “Price History of Bitcoin”, Investopedia, https://www.investopedia.com/articles/forex/121815/bitcoins-price-history.asp, (Erişim Tarihi: 25.03.2024).

Sonuç olarak, krizler ve çatışma ortamları ile kripto paraların değerlerinin artması arasında doğrudan bir ilişki olduğu düşünülmektedir ve bu yazıda bu ilişki değerlendirilmiştir. Altın ve diğer kıymetli madenler ile emtia piyasalarına benzer şekilde, kripto varlıkların ve Bitcoin’in de özellikle, Covid-19 salgını koşulları ya da Ukrayna–Rusya Savaşı, Gazze Savaşı gibi jeopolitik istikrarsızlıklarda genelde değer kazandığını gözlemlemek mümkündür. Bilhassa savaş ve yaptırım ortamlarını by-pass etmek için altın gibi, kripto varlıklar da kullanılan araçlardandır. Kripto düzenleme ve regülasyon eksiklikleri maalesef sadece kara para aklama değil, terör ve suç örgütlerinin finansmanı bakımından da bu varlıkların kullanılabileceği gerçeğini ön planda tutmaktadır.[6]

Dolayısıyla savaş ve olağanüstü hallerde de normal piyasalarda panik havası olduğu durumlarda kripto varlıklarda ani çıkışları gözlemlemek mümkündür. Çin başta olmak üzere bazı ülkeler kripto paraları ve veri madenciliği için kullanılan ekipmanların satışını dahi bu endişeyle yasaklamışlardır. Türkiye dahil, birçok OECD ülkesi de yasaklamaktan ziyade düzenleme ve daha katı regülasyondan ve kuralların getirilmesinden yana tavır almaktadır. Dolayısıyla, ilerleyen dönemde yeni kripto varlıkların düzenleme ve regülasyon kurallarının daha katı olması sonrası benzer jeopolitik çalkantılı dönemler ve istikrasızlık durumlarında nasıl fiyatlanacakları önemli bir merak konusudur.


[1] Appiah-Otoo, I., The Impact of the Russia-Ukraine War on the Cryptocurrency Market, Asian Economics Letters, 2023, 4(1).

[2] Christoph Wronka, Digital Currencies And Economic Sanctions: The İncreasing Risk Of Sanction Evasion, Journal of Financial Crime, 29/4, 2022.

[3] Tom Wilson, Crypto exchanges won’t bar Russians, raising fears of sanctions backdoor, Reuters, 3 Mart 2022, https://www.reuters.com/markets/europe/crypto-exchanges-wont-bar-russians-raising-fears-sanctions-backdoor-2022-03-02/, (Erişim Tarihi: 10.03.2024).

[4] Sümeyye Dilara Dinçer, “Ukrayna’ya Yaklaşık 17 Milyon Dolar Değerinde Kripto Para Bağışı Yapıldı”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/ukrayna-ya-yaklasik-17-milyon-dolar-degerinde-kripto-para-bagisi-yapildi-/2517773, (Erişim Tarihi: 11.03.2024).

[5] Deane R. Konowicz, The New Game: Cryptocurrency Challenges US Economic Sanctions, Naval War College Newport, 2018,s. 7-11.

[6] Ali Oğuz DİRİÖZ, “Understanding National Governments’ Desire To Regulate Crypto Currencies Through Pre-Westphalian Concepts Of Sovereignty”, Uluslararası Suçlar ve Tarih, No: 23, (September 2022), s. 141-164. https://doi.org/10.54842/ustich.1167457.

Doç. Dr. Ali Oğuz DİRİÖZ
Doç. Dr. Ali Oğuz DİRİÖZ
Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz, Uluslararası İlişkiler Doçentidir, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası Girişimcilik Bölümü'nde tam zamanlı öğretim üyesidir. Araştırma alanları arasında Uluslararası Politik Ekonomi, Küreselleşme, Enerji ve Su Güvenliği bulunmaktadır. Daha önce Euromesco ağının Orta Doğu'da Su Güvenliği (AB tarafından finanse edilen) çalışma grubunun bir parçasıydı ve Su Güvenliğine ilişkin 15. EuroMesco Ortak Politika Çalışmasında (2020) bölümü yazarıdır. Yayınlarından bazıları; “Katar'ın OPEC Çıkışı Işığında Doğal Gaz Organizasyonunun Beklentileri” The Extractive Industries and Society (2021); ve “BAE'nin Nükleer Projesinin Stratejik Bağlamı: Bölge İçin Bir Model?” Middle East Policy. Dr. Diriöz daha önce Dünya Bankası'nda Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da Su Sektörü Düzenlemesinin Durumu üzerinde danışman olarak çalıştı (Haziran 2017). 2017'de Dünya Bankası'nın yayininda 'Fas'ta Su Sektörü Yönetmeliğinin Durumu' başlıklı bölümünün yazarı ve 'Ürdün'de Su Sektörü Yönetmeliğinin Durumu hakkındaki bölümün ortak yazarıdır'. Katar HBKU'den Prof. Olawuyi editörlüğünde "MENA bölgesinde İklim Değişikliği Yasası ve Politikası" adlı kitap projesinde bolüm yazarı olarak yer aldı (Dr. Olawuyi, D., Routledge tarafından basılan kitap Haziran 2021'de yayınlandı). Çok sayıda ulusal ve uluslararası yayını bulunmaktadır.
Tolunay DOĞRU
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu olan Tolunay DOĞRU, şu anda TOBB ETÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü ‘Güvenlik Çalışmaları’ alanında yüksek lisans yapmaktadır. Uluslararası güvenlik, Ortadoğu ve Afrika alanlarına ilgi duymaktadır.

Benzer İçerikler